şimdi git'i online olarak hemen al

Bismillahirrahmanirrahim
   
  rose_garden
  dini
 

İMANIN ŞARTLARI

NAMAZIN FARZLARI

 
İçindekiler :
 

Selam arkadaşlar  yücekitabımız Kuran-ı Kerimi Öğrenmelerini istedim

Kuran-ı Kerim Elifbasında 28 harf vardır!

Kuran-ı Kerim alfabesinin birbirinden güzel 28 harfi var.
Bu harfler, Elif harfiyle başlar, Ye harfiyle biter. Bu harflerinTürkçede kullandığımız harflerden farklı bir özelliği vardır. Buharfler sağdan sola doğru yazılır ve yine sağdan sola doğru okunurlar.


Lâmelif:
Lâm ile Elifin birleşmesidir
Lâmelif, Lâm ve Elif harfinin yanyana gelmesiyle oluşur. Bu da bizlereyazarken ve okurken kolaylıklar sağlar. Onun için Lamelif harfini deKuran harflerinden biri sayarız.


Kuran harflerinin okunuşlarını öğrenelim!
Bütün dünya dilleri içinde, okunmasıen kolay kitap hiç şüphesiz Kurandır. Kuranın kendine has bir dilive alfabesi vardır. Biz buna Kuran Alfabesi diyoruz.
Kuran harflerini öğrenmek ve yazmak çok kolaydır. Zor olan bu harflerin telaffuzu, ağızdan çıkış şeklidir.
Kuran harflerini öğrenmek veKuranı okuyabilmek için bu harflerin Türkçe alfabesindekikarşılıklarını ve okunuş şekillerini de bilmemiz gerekmektedir. Çünkü;Kuran harflerinden bazılarının okunuş şekilleri ve sesleri,Türkçedekinden farklıdır. Hatta bu harfler içinde, Türkçede sesibulunmayanlar ve Türkçe alfabede olmayan harfler de vardır.
Onun için biz Kuran harflerini,mümkün olduğu kadar, ağzımızdan çıkışlarına (mahrece) göre işaretederek açıklamaya çalışacağız. İşte tek tek Kuran harflerininokunuşları:




 

Yazılışlar ve harflerin bitişmesi



Harekeler...
Kuran harfleri içinde sesli harf yoktur. Onun için bu harflerin okunuşunu ancak harekeler ve bazı özel işaretler sağlar.
Şimdi biz elifbamızın bu sayfasındansonraki sayfalarda harekelerden başlayarak konuları Cezim, Şedde,Tenvîn, Med harfleri, Belirlilik Takısı, Mukatta Harfleri ve HeninOkunuşunu tek tek tanıtmaya çalışacağız.
Harekeler üç çeşittir. Bunlar üstün,esre ve ötre diyerek isimlendirirler. Kuran harflerinde Türkçedeki (a,e, i, u, ü) sesli harflerin yerini üstün, esre, ötre harekeleri alır.Bu harekeler, harfi Türkçedeki gibi kısa okuturlar.

Üstün; harfin üstüne konan sola eğik bir çizgidir. İnce harflere e kalın harflere ise a sesi verir.

Esre; harfin altına konan sola eğik bir çizgidir. İnce harflere i kalın harflere ise ı sesi verir.

Ötre; küçük vâv harfine benzer ve harfin üstüne konur. İnce harflere u-üarası bir ses, kalın
harflere ise u sesi verir.



















































ALIŞTIRMALAR





"Subhâneke'l-lâhumme ve bi-hamdike. Ve tebâra ke'smuke ve teâlâ cedduke (ve celle senâuke) ve lâilâhe ğayruk."

(Allah'ım! Sen eksik sifatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.)

NOT: Parantez içindeki "Ve celle senâük" cümlesi cenaze namazında okunur.

Okunduğu yerler:
1) Her namazın ilk rek'atınde iftitah tekbirinden sonra,
2) İkindi namazının sünnetinde üçüncü rek'ate kalkınca fatihadan önce,
3) Yatsı namazının ilk sünnetinde üçüncü rek'ate kalkınca fatihadan önce,
4) Teravih namazı dört rek'atte bir selâm verilerek kılınıyorsa üçüncü rek'ate kalkıldığı zaman fatihadan önce.
5) Cenaze namazında birinci tekbirden sonra.

Ettehiyyâtü

 

"Ettehiyyatu lillahi ves-salevatu vet-tayyibatu, esselamu aleyke eyyühen-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuh, es-selamu aleyna ve ala ibadillahis-salihiyn. eşhedu enla ilahe illallah, ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh."
(Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır. Ey Peygamber! Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selâm bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.

Okunduğu Yerler:
Namazların her oturuşunda okunur.

Allâhümme Salli & Barik

Allâhümme Salli:

 

      

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
(Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
 

Allahümme Bârik:

 

 

"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
(Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.)

Okundukları Yerler:
1) Bütün namazların son oturuşlarında Ettehiyyatü'den sonra,
2) İkindi namazının sünneti ile Yatsının ilk sünnetinin birinci oturuşunda Ettehiyyatü'den sonra,
3) Dört rekatta bir selâm verilerek kılınan Teravih ve Nafile namazlarının ikinci rek'atının sonundaki oturuşta "Ettehiyyatü"den sonra,
4) Cenaze namazında ikinci tekbirden sonra.

Rabbenâ

Rabbenâ âtina:

 

 

"Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhirati haseneten ve kınâ azâben-nâr"
(Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.)


Rabbenâğfirli:

 

  

 

"Rabbenağfir lî ve livâlideyye ve lil-mü"minîne yevme yekûmul-hisâb"
(Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla.)

 

Okundukları Yerler:
1) Namazlardaki son oturuşlarda Allahümme salli ve Allahümme barikten sonra,
3) Cenaze namazında üçüncü tekbirden sonra okunacak duaları bilmeyen bunların yerine  "Rabbenâ âtina" ayetini dua niyetiyle okuyabilir.

Kunut Duaları

Allâhumme İnnâ Nesteînuke:

 

     

"Allâhumme inna nesteînuke ve nesteğfiruke ve nestehdîke ve nu'minu bike ve netûbu ileyke ve netevekkelu aleyke ve nusnî aleykel-hayra kullehû neşkuruke velâ nekfuruk ve nahla'u ve netruku men-yefcuruk"
(Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile öğeriz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve sana karşı geleni bırakırız.)


All"ahumme İyyake ne'budu:

.

    

"Allâhumme iyyake ne"budu ve leke nusallî ve nescudu ve ileyke nesâ ve nahfidu nercû rahmeteke ve nahşâ azâbek. İnne azâbeke bil-kuffâri mülhık"
(Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalıiırız. İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kâfirlere ve inançsızlara ulaşır.)

Okundukları Yerler:
1- Vitir namazının üçüncü rek'atınde fatiha ve sûre okunduktan sonra eller yukarı kaldırılıp tekbir alınır ve eller tekrar bağlanınca kunut duaları okunur.

Âyetel Kürsi

Âyetel Kürsî olarak bilinen bu âyet, Bakara Sûresinin 255. âyetidir. Namazda Zamm-ı sûre olarakta okunabilir. Daha çok dua olarak ve de her namazın ardından yapılan tesbih öncesi okunur.

 

"Allâhu lâilâhe illâ huve'l-hayyu'l-kayyûm. Lâ-te'huzuhü sinetun ve-lâ nevm. Lehû mâ fi's-semâvâti vemâ fi'l-ard. Men-zellezî yeşfe'u 'indehû illâ bi-iznih. Ya'lemu mâ-beyne eydîhim vemâ halfehum velâ yuhitûne bi-şey'in min-'ilmihî illâ bi-mâ şâ'. Vesi'a kursiy-yuhu's-semâvâti va'l-arda ve!â ye'ûduhû hıfzuhumâ ve hüve'l-aliyyu'l-azîm."

Manası: Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Diri ve her şeyi yönetendir. O'nu ne bir uyuklama, ne de bir uyku tutmaz. Göktekilerin ve yerdekilerin hepsi O'nundur. O'nun İzni olmadan huzurunda kim şefaat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. Onlar O'nun ilminden ancak O'nun dilediği kadar bir şey kavrayabilirler. O'nun tahtı gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri korumak O'nu yormaz. 0, yüce ve büyüktür.

   

 

 

Fatiha Sûresi

 

      

"Bismillâhirrahmanirrahim. Elhamdulillâhi Rabbil âlemin, errahmanirrahim, malikiyevmiddin, iyyake na'büdü, ve iyyake nestâiyn, ihdinas sıratal müstâkiym, sıratallezîne enâmte aleyhim, ğayril mağdûbi aleyhim, veladdââlliyn"

Meali: Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur. O Rahman ve Rahîmdir. Ceza gününün hakimidir. (Allah'ım) Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz. Bize doğru yolu göster. Nimete mazhar ettiğin kimselerin yolunu; gazabına uğramışların ve sapmışların yoluna değil (ya Rabbi!). (âmiin).

Okunduğu yerler:
1) Her namazın ilk rek'atınde sübhâneke'den sonra,
2) Her namazın her rekatında ayakta iken (kıyam) okunur.

Kısa Sûreler

Namazda Fatiha Sûresinden sonra Zamm-ı Sûre okunur. Zamm-ı Sûre; Kur'an-ı Kerimden en az üç ve daha yukarı âyet veya bir sûredir. 

Genellikle Fatiha'dan sonra Kısa Sûreler diye bildiğımız aşağıdaki sûrelerden birisi okunur.

Fil Sûresi

 

      

"Elem tera keyfe feale rabbuke bi-eshâbil fîl. Elem yec'al keydehum fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran abâbîl. Termîhim bi-hicâratin min siccîl. Fece'alehüm ke'asfin me'kûl."

Meali: Görmedin mi Rabbin, fil sahiplerine ne yaptı? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerlerine sert taşlar atan Ebâbîl kuşlarını gönderdi. Onları yenilmiş ekin gibi yaptı.

Kureyş Sûresi

 

      

"Lî-îlâfi Kurayş. îlâfihim rihlete'ş-şitâi va's-sayf. Fe'l-Ya'budû rab-be haza'l-beyt. Ellezî et'amehum min-cûin ve âmenehum min havf"

Manası: Kureyşin yaz ve kış yolculuklarına alışması ve yolculuklarda anlaşması sağlanmıştır. Öyleyse onları açken doyuran ve korkudan güvene kavuşturan şu Ev'in rabbine kulluk etsinler.

Mâun Sûresi

 

      

"Eraeytellezî yukezzibu bi'd-din. Fezâlikellezî yedu'u'lyetim. Velâ yehuddu alâ taâmi'l-miskîn. Feveylun li'l-musallin. Ellezîne hum an-salâtihim sâhûn. Ellezîne hum yurâûn. Ve yemne'ûne'l-mâun"

Meali: Dini yalanlıyanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmağa yanaşmıyan kimse işte odur. Vay o namaz kılanların haline ki namazlarında gaflet ederler. Onlar ki gösteriş yaparlar ve iyiliğe engel olurlar.

Kevser Sûresi

 

      

"İnnâ a'taynâke'l-Kevser. Fe-salli lirabbike ve'nhar. İnne şâni'eke huve'l-ebter"

Manası: Biz sana Kevser'i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu, sonu kesik olan, sana kin tutandır.

Kâfirûn Sûresi

 

      

'Kul yâ eyyuhâ'l-kâfirûn. Llâ a'budu mâ ta'budûne velâ entum abi-dûne mâ a'bud. Velâ ene âbidun mâ abedtum. Velâ entum âbi-dûne mâ a'bud. Lekum dînukum ve liye dîn'

Manası: De ki: Ey kâfirler, ben sizin taptıklarınıza tapmam; siz de benim taptığıma tapmazsınız. Ben sizin taptığınıza tapacak değilim, siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

Nasr Sûresi

 

      

"İzâ câ'e nasrullahi ve'l-feth. Ve raeyte'n-nâse yedhulûne fi dinil-lâhi efvâcâ. Ffesebbih bi-hamdi rabbike ve'stağfirh. İnnehû kâne tavvâbâ."

Manası: Allah'ın yardımı ve fethi geldiği ve insanların topluca Allah'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman Rabbini överek tesbih et ve O'ndan bağış dile. Doğrusu O, tevbeyi kabul edendir.

Tebbet Sûresi

 

      

"Tebbet yedâ Ebî Lehebin ve tebb. Mâ-ağnâ anhu mâluhû vemâ keseb. Seyaslâ naran zâte-leheb. Vemraatuhû hammâlete'l-ha-tab. Fîcîdihâ hablun min-mesed."

Manası: Ebu Leheb'in elleri kurusun, kurudu da. Malı ve kazandığı, ona bir yarar sağlamadı. Alevli ateşe yaşlanacaktır. Karısı da odun hamalı olarak o ateşe girecektir. Gerdanında da liften bir ip taşıyacaktır.

İhlas Sûresi

 

      

"Kul huvallâhu ahad. Allahu's-Samed. Lem-yelid ve lem-yûled. Ve lem-yekun lehû kufuven ahad."

Manası: De ki: Allah birdir, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. Doğurmamış, doğrulmamıştır. O'na hiçbir şey denk değildir.

Felak Sûresi

 

      

"Kul eûzu bi-rabbi'l-felak. Min-şerri mâhalak. Ve min şerri ğâsi-kın izâ vakab. Ve min-şerri'n-neffâsâti fî'l-ukad. Ve min-şerri hâ-sidin izâ hased."

Manası: De ki: Rabbımın yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.

Nâs Sûresi

 

     

"Kul eûzu birrabi'n-nâs. Meliki'n-nâs. İlâhi'n-nâs. Minşerri'l-ves-vâsi'l-hannâs. Ellezî yuvesvisu fî sudûri'n-nâs. Mine'l-cinneti ve'n-nâs"

Manası: De ki: insanların Rabbine, insanların padişahına, insanların ilahına sığınırım, insanların göğüslerinde [kötü şeyler) fısıldayan o insan ve cin şeytanlarının şerrinden.

 

 

KAYNAK:


Peygamberimizin_Dilinden
HADİSLER

Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: "Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız" derler.

(Tirmizi, Zühd 61)

Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi.

(Tirmizi, Tıbb 1)

Resulullah (sav) "Allah'tan hakkıyla haya edin!" buyurdular. Biz: "Ey Allah'ın Resulü, elhamdülillah, biz Allah'tan haya ediyoruz" dedik. Ancak O, şu açıklamayı yaptı: "Söylemek istediğim bu (sizin anladığınız haya) değil. Allah'tan hakkıyla haya etmek, başı ve onun taşıdıklarını, batni ve onun ihtiva ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, ahireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla haya etmiş olur."

(Tirmizi, Kıyamet 25)

Biri diğerine ihanet etmediği müddetçe iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.

(Ebu Davud, Büyu 27)

Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan (yabancı) bir kadınla yalnız kalmasın!

Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'ın Resülü, kadınım hacc için yola çıktı, ben ise falan falan gazvelere yazıldım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git hanımına yetiş, onunla hacc yap!" diye emretti."

(Buhari, Nikah 111)

Ey Ebu Hureyre, vera sahibi ol (harama götürme şüphesi olan şeylerden de kaçın) ki insanların Allah'a en iyi kulluk edeni olasın! Kanaatkarlığı esas al ki insanların Allah'a en iyi şükredeni olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki (kamil) mü'min olasın. Sana komşu olanlara iyi komşuluk et ki (kamil bir) müslüman olasın. Gülmeyi az yap, zira çok gülmek kalbi öldürür.

(Kütüb-i Sitte, 7257)

Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (ASM)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"

(Ebu Davud, Sünne, 6)

"Ey Allah'ın Resulü! dedik, mü'min korkak olur mu?" "Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular. Biz yine: "Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular.

(Muvatta, Kelam 19)

Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.

(Tirmizi, Zühd 57)

Bağışını geri alan kimsenin durumu şu köpeğin durumu gibidir: Yalını yer, iyice doyunca kusar. Sonra kusmuğuna tekrar dönüp onu yer.

(Kütüb-i Sitte, 6690)

Kişinin malayani (boş) şeyleri terki İslam'ının güzelliğinden ileri gelir.

(Tirmizi, Zühd 11)

Kim Allah Teala hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) atar.

(Kütüb-i Sitte, 7235)

Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır. Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun Allah ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.

(Tirmizi, Kıyamet 19)

Nafaka için harcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina için harcanan müstesna, bunda hayır yoktur.

(Tirmizi, Kıyamet 41)

"Ne sirayet (buluşma), ne de uğursuzluk vardır. Benim fe'l hoşuma gider." Yanındakiler sordu: "Fe'l nedir?"

"Güzel bir sözdür!" buyurdu."

Buhari'nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Benim, dedi, fe'l-i salih, güzel bir kelime hoşuma gider."

Ademoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir:

Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs

(Buhari, Rikak 5)

Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir.

(Kütüb-i Sitte, 6529)

Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.

(Buhari, Nikah 107)

Muharcirler hicretle Medine'ye gelip (Ensar'ın yardımlarını gördükleri) vakit şöyle dediler:

" Ey Allah 'ın Rasûlü ! Biz, çok maldan böylesine cömertce veren, az maldan da yardımı böylesine güzel yapan aralarına inmiş bulunduğumuz şu Medinelilerden başka bir kavmi hiç görmedik! Bize bedel işlerimizi yaptılar, hayatımızı düzene koymada yardımcı oldular. Biz (hicret ve ibadetlerimizle kazandığımız) sevapların hepsini onlar alacak diye korkuyoruz !"

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara şu cevabı verdi: " Hayır! Onlar sizin dua ve teşekkürlerinizden hâsıl olan sevabı alacaklar. "

(Tirmizi, Kıyamet 45)

Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.

(Buhari, Nikah 107)

"Allah celle şânühü mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman -Müslim'in rivâyetinde: "Allah mahlükâtı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş'ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır."

(Buhari, Tevhid 15)

Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaâde kim hak sâhibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."

(Müslim, Edeb 2)

Resülullah aleyhissalatu vesselam'a: "En efdal insan kimdir?" diye sorulmuştu. "Kalbi mahmüm (pak), dili doğru sözlü olan herkes" buyurdular. Ashab: "Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmümu'l-kalb ne demektir?" diye sordu.

"(Mahmüm kalb), Allah'tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur" buyurdular."

(Kütüb-i Sitte, 7256)

Şurası muhakkak ki insanlar Kıyamet günü niyetleri üzere diriltilecekler.

(Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh)

Sizden önce yaşayanlardan bir tüccar vardı. Halka borç verirdi. Borçluları arasında fakir görürse hizmetçilerine: "Onun borcundan vazgeçiverin, böylece Allah'ın da bizim günahlarımızdan vazgeçeceğini umarız" derdi. Allah da onun günahlarından vazgeçti.

(Buhari, Sulh 10)

"Ümmetimden birkısım insanları bilirim ki, Kıyamet günü Tihâme dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla gelirler. Aziz ve celil olan Allah Teâla hazretleri o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz kılar, kabul etmez)."

Sevban radıyallahu anh dedi ki : "Ey Allah'ın Resülü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!" Aleyhissalâtu vesselâm açıkladılar:

"Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin cinsinizden insanlardır. Sizin aldığınız gibi onlar da gece (ibadetin)den nasiplerini alırlar. Ancak onlar, Allah'ın yasaklarıyla tenhâda başbaşa kalınca o yasakları ihlâl ederler, çiğnerler."

(Kütüb-i Sitte, 7269)

Bir kısım insan vardır, Allah'ın mülkünden haksız bir surette mal elde etmeye girişirler. Halbuki bu, Kıyamet günü onlara bir ateştir, başka değil.

(Tirmizi, Zühd 41)

Himmet yönüyle insanların en yücesi hem dünya hem de ahiret işine himmet gösteren mü'mindir.

(Kütüb-i Sitte, 6622)

Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular.

(Kütüb-i Sitte, 7232)

Cum'a namazı, dört kişi hâriç geri kalan her müslüman üzerine cemaat içinde yapması gereken vâcib bir hakk'dır. Cumadan istisna edilen bu dört kişi şunlardır: Köle, kadın, çocuk ve hasta.

(Ebu Davud, Salat 215)

Cum'a günü kim cemaatin omuzlarını yararak ilerlerse cehenneme bir köprü ittihaz olunur.

(Tirmizi, Salat 369)

Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah namazlarında hazır bulunma farkı vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar.

(Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 5)

Bir kimse, iflâs edenin yanında malını aynen bulmuş ise, bu mala o, herkesten daha ziyâde hak sâhibidir.

(Buhari, İstikrâz 14)

- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm şu duayı çok yapardı:

"Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!" Ben (bir gün kendisine):

"Ey Allah'ın resûlü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" dedim. Bana şöyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahmân'ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."

(Tirmizi, Kader 7)

Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işledigi kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı aleni işlemenin bir çeşididir.

(Buhari, Edeb 60)

"Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin."

Resülullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşüncesine vardık."

(Müslim, Lukata 18)

İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu.

(Buhari, Rikak 2)

Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) bir başka rivâyette şunu söyler: "Kendisinde dikbaşlılık olan bir deveye bindim. (Hırçınlık etmeye başlayınca ileri-geri sürmeye başladım. Bunun üzerine Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm): "Rıfkla, tatlılıkla davran! diye müdâhale etti..."

(Müslim, Birr 79)

"Ey Allah'ın Resûlü! dedik, mü'min korkak olur mu?"

"Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine:

"Evet!" buyurdular. Biz yine:

"Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular."

(Muvatta, Kelâm 19)

Bir adam, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a: "Yaptığım işin iyilik veya kötülük olduğunu nasıl anlayabilirim?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Komşunun "iyi yaptın!" dediğini işitirsen iyilik yaptın demektir. Eğer "kötülük yaptın!" dediklerini işitirsen, kötülük yaptın demektir" buyurdular."

(Kütübü Sitte, 7261)

Ey Allah'ın Resulü. dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?'

"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi.

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!

şimdi git'i online olarak hemen al

rose-garden.tr.gg
 
 
GOOGLE SİTE
tüm hakları saklıdır.tamamen ve kısmen alıntı yapılamaz.@2007 rose-garden.tr.gg Fare imlecini takip eden tarih saat

şimdi git'i online olarak hemen al

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol